Öğrenme hedefleri
Bu dersin sonunda, şunları yapabilmelisiniz:
Kardiyopulmoner resüsitasyon, esas olarak suni ventilasyonla birleştirilmiş göğüs kompresyonlarından oluşan acil bir prosedür anlamına gelir. Bu, kalp durması geçiren bir kişide spontan solunumu ve kan dolaşımını eski haline getirmek için başka önlemler alınmadan önce, manuel olarak uygun beyin işlevini sürdürmek için yapılır. Bu prosedür, anormal solunum sorunu olan veya solunumu olmayan kişiler için önerilir.
Kardiyopulmoner resüsitasyon, göğsün 5 ila 6 santimetre derinlikte ve dakikada 100 ila 120 kompresyon oranında sıkıştırılmasını içerir.
Kurtarıcı genellikle suni havalandırma da sağlar. Ventilatörün yokluğunda bu, kişinin burnuna veya ağzına hava üfleyerek yapılabilir. Ventilatör , nefes almayı desteklemek için havayı kişinin ciğerlerine iten bir cihazdır. Mevcut öneriler, ventilasyona (yapay) kıyasla yüksek kaliteli göğüs kompresyonlarına daha fazla önem vermektedir.
Tek başına kardiyopulmoner resüsitasyonun kalbi yeniden başlatması olası değildir. Bu prosedürün temel amacı, oksijenli kanın kalbe ve beyne akışını sağlamaktır. Bu, doku ölümünü geciktirmeye yardımcı olur. Ayrıca kalıcı beyin hasarı riski olmadan tam resüsitasyon için fırsat penceresini genişletir.
Kalp ritmini eski haline getirmek için bir kişinin kalbine elektrik şoku uygulanabilir. Bu işleme defibrilasyon denir. Tüm kalp ritimlerinin şok edilemeyeceğini unutmayın, ancak kardiyopulmoner resüsitasyon kalp ritmini değiştirebilir ve defibrilasyon için uygun hale getirebilir.
Genel olarak, kardiyopulmoner resüsitasyona spontan dolaşım düzelene veya kişinin öldüğü açıklanana kadar devam edilmelidir.
Kardiyopulmoner resüsitasyon, solunum veya kardiyak acil durumlarda bir hayat kurtarmaya yardımcı olabilir. Bu nedenle, gerçekleştirme adımlarını anlamak önemlidir. Aşağıda, kardiyopulmoner resüsitasyon uygulama adımlarını anlamanıza yardımcı olacak bir kılavuz bulunmaktadır:
Kardiyopulmoner resüsitasyonun önemi