Bugün insanların zihinlerimizin nasıl çalıştığına dair fikirlerini öğreneceğiz. Bu konu "bilinç teorileri" olarak adlandırılır. Bilinç, uyanık olmak, hissetmek, düşünmek ve etrafımızdaki dünyayı fark etmek anlamına gelir. Birçok zeki insan bizi neyin farkında kıldığını açıklamaya çalışmıştır. Zihnimiz hakkında farklı fikirleri vardır. Bazıları zihnimizin ve bedenimizin iki farklı parça olduğunu düşünür. Diğerleri zihnimizin beynimizden oluştuğuna inanır. Bu derste, bu fikirlerden basit kelimelerle bahsedeceğiz ve günlük hayatta görebileceğiniz örnekler vereceğiz.
Zihni içinizdeki bir yardımcı olarak hayal edin. Bu yardımcı size ne zaman mutlu veya üzgün olduğunuzu, ne zaman aç veya tok hissettiğinizi ve ne zaman yeni bir şeyle şaşırdığınızı söyler. Birçok kişi bu yardımcının nasıl çalıştığı konusunda farklı görüşlere sahiptir. Bazı fikirler yardımcının çok özel olduğunu ve hatta etrafımızdaki her şeyin bir parçası olabileceğini söyler. Bu derste, düalizm, fizikselcilik, işlevselcilik, ortaya çıkışçılık ve panpsişizm adı verilen fikirleri öğreneceğiz.
Herkesin takip edebilmesi için basit kelimeler ve anlaşılması kolay örnekler kullanacağız. Sonunda, insanların zihin ve bedenin birlikte nasıl çalıştığına dair farklı düşünme yollarını öğrenmiş olacaksınız.
Bilinç, etrafınızda olup bitenlerin farkında olmayı tanımlayan bir kelimedir. Sabah uyandığınızda ışığı görürsünüz, sesleri duyarsınız ve duyguları hissedersiniz. Bunların hepsi bilinçli olmanın parçalarıdır. Bir arkadaşınıza gülümsediğinizde veya yeni bir oyuncak için heyecanlandığınızda, bu bilincinizin size neyi sevdiğinizi göstermesidir.
Bilinci bir odanın ışığı olarak düşünün. Işık açıkken etrafınızdaki tüm güzel şeyleri görebilirsiniz. Işık olmadan oda karanlıktır ve hiçbir şey göremezsiniz. Aynı şekilde, bilinçli olduğunuzda dünyayı görebilir, hissedebilir ve düşünebilirsiniz.
Bu ışığın nereden geldiğine dair birçok fikir olduğunu bilmek önemlidir. Farklı insanlar bunu düşünmüş ve bu fikirlere isimler vermişlerdir. Her fikre tek tek bakacağız.
Dualizm görüşü, bilinç hakkında düşünmenin bir yoludur. Dualizm, zihnimizin ve bedenimizin iki ayrı şey olduğu fikridir. Bir oyuncak robotunuz ve bir uzaktan kumandanız olduğunu hayal edin. Uzaktan kumanda zihin gibidir ve robot da beden gibidir. Birlikte çalışsalar bile, tam olarak aynı değillerdir.
Dualizmde bazı insanlar zihnin bedenden ayrı yaşayan bir hayalet gibi olduğuna inanır. Bu, düşüncelerimizin ve hislerimizin bedenimizin içinde olmadığı anlamına gelir. Başka bir yerden gelirler. Bir örnek, birinin güçlü bir duygu hissettiğini gördüğünüzde ortaya çıkar. Bazı insanlar hissin beden tarafından değil, zihin olan özel bir parça tarafından yaratıldığını söyler.
Bu fikir uzun zamandır ortalıkta dolaşıyor. Büyük düşünür René Descartes gibi insanlar zihnin bedenden farklı bir şey olduğundan bahsediyordu. Basitçe ifade etmek gerekirse, düalizm bize iç benliğimizin veya zihnimizin fiziksel bedenimizle aynı olmadığını söyler. Bu, bir takım gibi birlikte çalışan iki parçaya sahip olmak gibidir.
Fizikselcilik, birçok insanın bilinç hakkında sahip olduğu bir diğer fikirdir. Fizikselcilik, zihnimizle ilgili her şeyin beynimizden geldiğini söyler. Bu görüşe göre, düşündüğünüzde, güldüğünüzde veya ağladığınızda, bunun tek nedeni beyninizin çalışmakla meşgul olmasıdır.
Fizikselciliği anlamanın bir yolu bir bilgisayarı düşünmektir. Bir bilgisayar çalışmak için içindeki birçok parçayı kullanır. Benzer şekilde, beynimiz düşünmemizi ve hissetmemizi sağlamak için birlikte çalışan birçok küçük parçadan oluşur. Bu parçalar iyi çalıştığında mutlu veya heyecanlı hissedersiniz. İyi çalışmadıklarında yorgun veya üzgün hissedebilirsiniz.
Bu fikir bize düşüncelerimizin, anılarımızın ve hislerimizin beynimiz tarafından gönderilen mesajlar gibi olduğunu söyler. Zihnimizi oluşturmaya yardımcı olan, kafamızın içindeki fiziksel parçalardır. Tıpkı bir arabanın gitmek için bir motora ihtiyaç duyması gibi, vücudumuzun da düşüncelere ve hislere sahip olmak için bir beyne ihtiyacı vardır.
İşlevselcilik görüşü, bilince biraz farklı bir şekilde bakmanın bir yoludur. İşlevselcilik, zihnimizin neyden yapıldığının önemli olmadığını söyler. Önemli olan zihnin ne yaptığıdır. Basitçe söylemek gerekirse, bu fikir bize bilinçli olmanın tamamen eylemler gerçekleştirmek ve sorunları çözmekle ilgili olduğunu söyler.
Bir düğmeye bastığınızda şarkı söyleyebilen veya konuşabilen bir oyuncağınız olduğunu hayal edin. Oyuncağın plastik veya metalden yapılmış olması önemli değildir; önemli olan müzik yapması ve onunla oynadığınızda cevap vermesidir. Aynı şekilde, işlevselcilik zihnimizin yaptığı iş nedeniyle özel olduğunu söyler. Öğrenmemize, oynamamıza, hatırlamamıza ve hissetmemize yardımcı olur.
Bu bakış açısıyla, bir makine veya bilgisayar düşünebilse veya hislere sahip olabilse bile, bilinçli olarak kabul edilir. Bir şeyi bilinçli yapan şey, yapıldığı malzemeler değil, gerçekleştirdiği işlevlerdir. Bu fikir, bilincin düşünmek ve hissetmek gibi şeyler yapmakla ilgili olduğunu anlamamıza yardımcı olur.
Emergentism, zihnimizin birçok parçanın birlikte çalışmasıyla var olduğunu söyleyen bir fikirdir. Bu, büyük bir resmi görmek için bir bulmacanın birçok küçük parçasını bir araya getirmek gibidir. Vücudumuzda, beynin birçok küçük hücresi ve parçası düşüncelerimizi ve hislerimizi yaratmak için güçlerini birleştirir.
Bunu bir Lego kalesi inşa etmek gibi düşünün. Her tuğla tek başına bir kale gibi görünmez. Ancak birçok Lego parçasını bir araya getirdiğinizde güçlü ve güzel bir kale görebilirsiniz. Emergentism'de fikir, beynimizdeki parçalar tıpkı Lego tuğlaları gibi birlikte çalıştığında zihnimizin ortaya çıkmasıdır.
Bu görüş, her küçük parçanın basit olsa bile, bir ekip olarak çalıştıklarında bilinç kadar harika bir şey yaratabileceklerini anlamamıza yardımcı olur. Bize, birlikte çalışan birçok küçük parçadan büyük şeylerin çıkabileceğini gösterir.
Panpsişizm bilinç hakkında bir diğer ilginç fikirdir. Dünyadaki en küçük şeylerin bile ufak bir zihin veya farkındalığa sahip olabileceğini söyler. Bu fikir sihir gibi gelebilir, ancak bazı insanların doğadaki her şeyin nasıl bağlantılı olduğunu açıklamaya çalışmasının bir yoludur.
Örneğin, bir nehirdeki küçük taşlar veya bir ağaçtaki yapraklar biraz farkındalığa sahip olabilir. Sizin veya benim kadar farkında değillerdir, ancak kendi küçük kıvılcımlarına sahiptirler. Panpsişizmde, bu küçük kıvılcım her şeye yayılır.
Bu görüş, her şeyin kendi özel yolunda nasıl canlı olabileceğini düşünmemizi sağlar. Doğaya hayretle bakmamızı teşvik eder. Bir arının vızıltısını veya rüzgarın fısıltısını gördüğünüzde, bazı insanların bu şeylerin bile küçük bir zihin türüne sahip olduğuna inandığını unutmayın.
Bu fikirleri anlamamıza yardımcı olması için bazı günlük örneklere bakalım. Sabah uyandığınızda dışarıdaki parlak ışığı fark edersiniz. Kuşların şarkılarını duyarsınız ve başınızın altındaki yumuşak yastığı hissedersiniz. Tüm bu deneyimler bilinçli olduğunuzu gösterir.
En sevdiğiniz oyuncağınızla oynarken, zihniniz meşguldür. Bloklarla bir kule inşa etmeyi veya bir resim çizmeyi düşünürsünüz. Bu, beyninizin iş başında olduğunun bir örneğidir. Zihninizin ayrı olduğuna veya beyin parçalarından oluştuğuna inanıyor olun, oyununuzun tadını çıkarmak için bilincinizi kullanıyorsunuz.
Bir hikaye okuduğunuzu hayal edin. Resimleri görüyorsunuz, kelimeleri kafanızda duyuyorsunuz ve karakterlerin maceraları hakkında heyecan duyuyorsunuz. Bunların hepsi bilincinizin bir parçası. Kelimeler bir sayfada olsa bile, zihniniz hikayeyi sizin için gerçek kılıyor.
Günlük hayattaki bir diğer örnek, küçük bir düşüşten sonra üzgün hissetmenizdir. Vücudunuz tepki verir ve zihniniz üzüntüyü hisseder. Bu basit hisler, gerçekten canlı olduğunuzu ve her an nasıl hissettiğinizin farkında olduğunuzu gösterir.
Bu fikirler büyük kelimeler gibi görünse de, bize birçok yönden yardımcı olurlar. Bilim insanları bu teorileri beyin hakkında daha fazla şey öğrenmek için kullanırlar. Doktorlar öğrendiklerini hasta olan insanlara yardım etmek için kullanabilirler. Öğretmenler çocukların nasıl öğrendiğini bilmek için bilinç fikrini kullanırlar.
Örneğin, bir bilim insanı uykuyu incelerken, "Rüya gördüğümüzde beynimizde neler oluyor?" gibi sorular sorar. Bilincin farklı teorileri, bu rüyaların nasıl işlediğine dair ipuçları verebilir. Bu bilgi, doktorların insanların iyi bir gece uykusu aldıklarından nasıl emin olacaklarını anlamalarına yardımcı olur.
Sanatta ve müzikte, insanlar güzel şeyler yaratmak için kendi hislerini ve düşüncelerini kullanırlar. Bir sanatçı bir resim çizdiğinde, renkleri ve şekilleri hissetmek için bilinçlerini kullanırlar. Bir müzisyen bir melodi çaldığında, iç dünyalarını ifade ederler. Bu gerçek dünya uygulamaları, zihni anlamanın sanattan zevk almamıza ve sanat yaratmamıza yardımcı olabileceğini gösterir.
Teknolojide bile bilinç hakkındaki fikirler önemlidir. Bazı bilim insanları öğrenebilen ve düşünebilen bilgisayarlar üzerinde çalışırlar. Bir bilgisayarın bir gün insan kadar akıllı olup olmayacağını merak ederler. Bu, bilincimizin nasıl çalıştığına dair çalışmalardan kaynaklanan büyük bir sorudur.
Zihnimizi güzel bir bahçe olarak hayal edelim. Bu bahçede her çiçek, bitki ve ağaç farklı bir düşünce veya duyguyu temsil eder. Bitkileri sulayarak ve onlara güneş ışığı vererek bahçenize baktığınızda, onların büyüdüğünü görürsünüz. Aynı şekilde, yeni şeyler öğrenip duygularınızı paylaştığınızda, zihniniz büyür.
Dualizm görüşü, uzak bir diyardan gelen özel bir bahçe yardımcısına sahip olmak gibidir. Bu yardımcı, bitkileri görmek zor olsa bile bahçeyle ilgilenir. Fizikselcilik görüşü, bahçenin içindeki toprak ve su sayesinde büyüdüğünü söyler. İşlevselcilik, bahçenin, bitkilerinin nasıl çiçek açıp meyve verdiği nedeniyle önemli olduğunu söyler. Emergentizm, tüm küçük bitkilerin birleşik çalışmasının tüm bahçeyi güzelleştirdiğini hatırlatır. Ve panpsişizm, bahçedeki küçük bir çakıl taşının bile minik bir yaşam kıvılcımına sahip olabileceğini fısıldar.
Bu hikayeyle, her fikrin nasıl öğrendiğimizi, hissettiğimizi ve büyüdüğümüzü düşünmek için farklı bir yol sunduğunu görebilirsiniz. Tıpkı bir bahçenin bakıma ihtiyacı olduğu gibi, zihnimizin de gelişmek için dikkatimize ve zamanımıza ihtiyacı vardır.
Bilinçli olduğumuzu söylemek zor değil. Herhangi bir anda gördüğümüz, duyduğumuz veya hissettiğimiz şeyleri düşünebiliriz. Parlak kırmızı bir elmaya baktığınızda, gözleriniz beyninize resimler gönderdiği için rengini bilirsiniz. Bir arkadaşınıza sarıldığınızda, zihniniz hissi fark ettiği için sıcaklık hissedersiniz.
Kendinize sorun, "Uyanık olduğumu nasıl biliyorum?" Odanızı görebilir, ailenizi duyabilir ve daha önceki şeyleri hatırlayabilirsiniz. Bunların hepsi bilincin işaretleridir. Bu fikirlerin çoğu, ister düalizm ister fizikselcilik olsun, tüm bu hislerin ve düşüncelerin içinizden nasıl geldiğini açıklamaya çalışır.
Bazı insanlar bilinçli olduğunuzu bilmenin aynadaki yansımanızı görmek gibi olduğunu söyler. Kendinizi görürsünüz ve var olduğunuzu bilirsiniz. Zihin, mutlu düşünceler, üzücü anlar ve heyecan verici maceralarla bir insan olduğunuzu anlamanıza yardımcı olur. Bu anlayış, dünyayı öğrenmenizi ve hayallerinizi başkalarıyla paylaşmanızı sağlar.
Bilinç hakkında birçok gizem vardır. Sorabileceğimiz bazı sorular şunlardır: Zihnimiz neyin önemli olduğuna nasıl karar verir? Mutluluk veya korku gibi duyguları nasıl hissederiz? Farklı teoriler bize farklı cevaplar verir. Bu fikirler çok büyük görünse de, hepsinin içimizdeki özel yardımcıyı anlamamıza yardımcı olmaya çalıştığını unutmayın.
Her gün, zihninizin çalıştığını gösteren küçük anlar yaşarsınız. Eğlenceli bir oyundan keyif aldığınızda, bahçedeki bir böcek hakkında merak duyduğunuzda veya gökyüzündeki yıldızları merak ettiğinizde, zihniniz meşguldür. Bu anların her biri, bilincimizin her zaman bizimle olduğunu söyleyen küçük bir ipucudur.
Bu fikirler hakkında düşünmek iç dünyamızı takdir etmemizi sağlayabilir. Zihninizin bedeninizden ayrı olduğuna veya beyninizle aynı parçalardan oluştuğuna inanıyor olun, önemli olan her gün hissetmeniz, düşünmeniz ve öğrenmenizdir.
Bilinç teorileri hakkında öğrendiğimiz fikirleri gözden geçirelim. Öncelikle, bilincin uyanık ve farkında olmak anlamına geldiğini öğrendik. Etrafınızdaki her şeyi görmenizi sağlayan bir odadaki ışık gibidir.
Dualizm hakkında konuştuk. Dualizm, zihnimizin bedenimizden ayrı olduğu fikridir. Birlikte çalışan iki farklı parçaya sahip olmak gibidir, örneğin bir oyuncak ve uzaktan kumandası.
Sonra, fizikselciliği öğrendik. Bu fikir bize hissettiğimiz ve düşündüğümüz her şeyin beynimizden geldiğini söyler. En sevdiğiniz oyuncağınızı gördüğünüzde veya tatlı bir ikramı tattığınızda, beyniniz bu hisleri yaratmakla meşguldür.
Sonra işlevselciliği keşfettik. İşlevselcilik, bir şeyin neyden yapıldığı değil, ne yapabildiğinin önemli olduğunu söyler. Nasıl yapılırsa yapılsın iyi çalışan bir bilgisayar gibi, zihin de eylemleriyle ilgilidir.
Ayrıca acil durumculuk hakkında da bilgi edindik. Acil durumculuk, beynimizdeki birçok küçük parçanın zihnimizi yaratmak için birlikte çalıştığını hatırlatır. Bu, büyük bir resim oluşturmak için bir bulmacanın birçok küçük parçasını bir araya getirmek gibidir.
Son olarak, panpsişizmi keşfettik. Panpsişizm, her şeyin, bir çakıl taşı veya bir yaprak gibi en küçük şeylerin bile, biraz kendi farkındalığına sahip olabileceği fikridir.
Tüm bu teoriler, bilincin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını açıklamanın farklı yollarını düşünmemize yardımcı olur. Her fikir bize kendimizi ve dünyayı görmenin özel bir yolunu verir. Bu fikirler farklı olsa da, hepsi bize zihnimizin önemli ve merak dolu olduğunu söyler.
Zihninizin dünyayı görmenize yardımcı olan parlak bir ışık, sizi hissettiren yardımsever bir arkadaş ve düşüncelerinizin büyüdüğü yaratıcı bir bahçe gibi olduğunu unutmayın. Tüm bu fikirler, bilinç hakkında öğrenmenin her birimizin içindeki sihri takdir etmemize yardımcı olduğunu gösteriyor.
Her gününüzü geçirirken, hislerinizi, düşüncelerinizi ve etrafınızdaki küçük harikaları fark edin. İnsanların bu deneyimleri açıklamaya çalıştığı birçok yolu düşünün. Ayrı bir zihin fikrini seviyor veya beyninizin tüm hislerinizi oluşturduğuna inanıyor olun, önemli olan özel ve hayat dolu olduğunuzu bilmektir.
Özetle incelediğimiz bilinç teorileri şunlardır:
Her teori bize nasıl hissettiğinize, düşündüğünüze ve öğrendiğinize bakmanın yeni bir yolunu sunar. İster özel bir kıvılcımla, ister birçok çalışan parçayla olsun, bilincinizin kim olduğunuzun güzel bir parçası olduğunu gösterirler.
Bu dersin, zihin hakkındaki fikirlerin aldatıcı görünse de aslında canlı olmanın harikasıyla ilgili olduğunu görmenize yardımcı olmasını umuyoruz. Her gülümseme, her fikir ve her küçük düşünce, zihninizin her zaman sizinle olduğunu ve yolunuzu parlak bir güneş gibi aydınlattığını hatırlatır.
Dünyaya merakla bakmaya devam edin ve bahsettiğimiz fikirlerin, insanların içimizdeki büyüyü anlamaya çalıştığı birçok yoldan bazıları olduğunu unutmayın. Öğrenmenin tadını çıkarın ve zihninizi gün gibi aydınlık tutun!