Küresel ilişkiler, dünya çapındaki ülkeleri etkileyen çok çeşitli konuları ve konuları kapsamaktadır. Bu konular uluslararası ilişkiler ve iklim değişikliğinden insan haklarına ve küresel sağlığa kadar değişebilir. Siyaset biliminin merceğinden bakarak, uluslararası sistemi şekillendiren yapıları, süreçleri ve ilişkileri inceleyerek küresel olayların karmaşıklığını daha iyi anlayabiliriz.
Uluslararası sistem, devletlerden, uluslararası kuruluşlardan, sivil toplum kuruluşlarından (STK'lar) ve çokuluslu şirketlerden oluşan küresel bir çerçevedir. Bu sistem anarşik bir yapı içinde işliyor, yani bu varlıklar arasındaki etkileşimi yöneten kapsayıcı bir otorite yok. Siyaset bilimciler çatışma, işbirliği ve müzakerenin neden uluslararası ilişkilerin temel yönleri olduğunu açıklamak için sıklıkla anarşi kavramını kullanırlar.
Uluslararası sistemin temelinde devletlerin kendi toprakları ve iç işleri üzerinde nihai otoriteye sahip olduğu ilkesini ifade eden devlet egemenliği kavramı yer almaktadır. Ancak küreselleşen dünyada STK'lar, uluslararası kuruluşlar ve çok uluslu şirketler gibi devlet dışı aktörlerin rolü önemli ölçüde arttı. Bu varlıklar genellikle ulusal sınırları aşar ve geleneksel egemenlik kavramlarına meydan okuyacak şekilde küresel siyaseti ve politikayı etkileyebilir.
Küresel olayları anlamlandırmak için siyaset bilimciler çeşitli uluslararası ilişkiler teorileri geliştirdiler. İki ana teori gerçekçilik ve liberalizmdir.
Küresel yönetişim, devletlerin ve diğer aktörlerin küresel sorunları ve zorlukları ele almaya yönelik kolektif çabalarını ifade eder. Bu, uluslararası anlaşmalar, anlaşmalar ve Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşlar dahil olmak üzere birçok biçimde olabilir. Küresel yönetişim, küresel bir hükümeti ima etmese de, küresel meseleleri işbirliği içinde yönetmeye yönelik önemli bir girişimi temsil etmektedir.
Çeşitli küresel sorunlar, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını ve küresel yönetişimin zorluklarını göstermektedir. Bazı örnekler şunları içerir:
Küresel olayları siyaset biliminin merceğinden anlamak, uluslararası sistemin karmaşıklıklarını ve devlet ile devlet dışı aktörlerin dinamiklerini kavramamıza yardımcı olur. Uluslararası ilişkiler teorilerini ve küresel yönetişim mekanizmalarını analiz ederek, küresel sorunların çözümünde ortaya çıkan zorlukları ve fırsatları daha iyi anlayabiliriz. Uluslararası sistemin anarşik doğası işbirliğinin önünde engeller oluştururken, küresel yönetişim ve uluslararası işbirliğine yönelik devam eden çabalar, dünyanın en acil sorunlarının çözümünde kolektif eylem potansiyelini göstermektedir.