Google Play badge

merkür


Merkür'ü Anlamak: Güneş Sistemimizdeki En Küçük Gezegen

Merkür'e Giriş
Merkür, güneş sistemimizde Güneş'e en yakın gezegendir. Yakınlığına rağmen, kalın atmosferi nedeniyle Venüs'ün sahip olduğu en sıcak gezegen değil. Merkür karasal bir gezegendir, yani öncelikle kaya ve metalden oluşur. Bu küçük gezegenin uyduları veya halkaları yok ve çoğunlukla oksijen, sodyum, hidrojen, helyum ve potasyumdan oluşan çok ince bir atmosfere sahip.
Yörünge Özellikleri ve Dönme
Merkür, Güneş etrafındaki bir dönüşünü yalnızca 88 Dünya gününde tamamlar ve bu da onu güneş sistemindeki en hızlı gezegen yapar. İlginç bir şekilde Merkür'ün kendi ekseni etrafında çok yavaş bir dönüş periyodu vardır ve bir dönüşü tamamlamak yaklaşık 59 Dünya günü sürer. Bu yavaş dönüş ve hızlı yörünge, Merkür'de bir günün (gün doğumundan gün doğumuna kadar) yaklaşık 176 Dünya günü sürdüğü benzersiz bir olguya yol açar. Merkür'ün yörüngesi diğer gezegenlerle karşılaştırıldığında oldukça eliptiktir; bu, yörüngesindeki farklı noktalarda güneşten uzaklık açısından çok daha büyük bir farka sahip olduğu anlamına gelir. Merkür, Güneş'e en yakın noktasında (günberi) yaklaşık 46 milyon kilometre (29 milyon mil) uzaklıktadır ve en uzak noktasında (aphelion) yaklaşık 70 milyon kilometre (43 milyon mil) uzaklıktadır.
Yüzey Özellikleri ve Jeolojik Tarih
Merkür'ün yüzeyinin Ay'a benzer şekilde yoğun kraterlerle dolu olması, onun milyarlarca yıldır jeolojik olarak aktif olmadığını gösteriyor. Merkür'ün yüzeyindeki en göze çarpan özellik, çapı yaklaşık 1.550 kilometre (960 mil) olan devasa bir çarpma krateri olan Kalori Havzasıdır. Kalori Havzasını yaratan etki o kadar güçlüydü ki lav patlamalarına neden oldu ve gezegenin karşı tarafında eşsiz bir dağlık coğrafi oluşum bıraktı. Antik jeolojik geçmişine rağmen Merkür'ün geçmişteki volkanik faaliyetlere dair kanıtları var. Gezegenin yüzeyindeki pürüzsüz düzlükler lav akıntılarının geniş alanları kapladığını gösteriyor. Bu ovalardan bazılarının yaşının 1 milyar kadar genç olduğu tahmin ediliyor; bu, jeolojik zaman ölçeğine göre nispeten yeni bir dönem.
Merkür'ün İnce Atmosferi
Merkür'ün atmosferi o kadar ince ki bilim insanları buna eksosfer adını veriyor. Ekzosfer çoğunlukla güneş rüzgarı ve mikrometeoroid etkileriyle gezegenin yüzeyinden fırlatılan atomlardan oluşur. Güneş'e yakınlığı ve zayıf çekim kuvveti nedeniyle Merkür kalın bir atmosfere sahip olamaz. İnce atmosfer, Merkür'deki sıcaklıkların gündüzleri 430°C (800°F) kadar yüksek bir sıcaklıktan geceleri -180°C (-290°F) kadar düşük bir sıcaklığa kadar çılgınca değişebileceği anlamına gelir.
Manyetik Alan ve Çekirdek Bileşimi
Küçük boyutuna ve yavaş dönüşüne rağmen Merkür, zayıf da olsa önemli bir manyetik alana sahiptir. Merkür'e yapılan uzay aracı görevlerinde elde edilen ölçümler, gezegenin katı bir iç çekirdeği çevreleyen büyük, sıvı bir dış çekirdeğe sahip olduğunu gösteriyor. Bu sıvı çekirdekteki dinamo etkisi muhtemelen Merkür'ün manyetik alanını yaratıyor. Merkür'de manyetik alanın varlığı şaşırtıcı bir keşifti çünkü daha önce gezegenin çekirdeğinin oluşturamayacağı kadar küçük olduğu ve çok hızlı soğuduğu düşünülüyordu.
Merkür'ün Keşfi
Merkür, Güneş'e yakın zorlu koşullar nedeniyle yalnızca birkaç uzay aracı tarafından keşfedildi. Merkür'e ilk görev, 1970'lerde gezegenin yanından üç kez geçen ve yüzeyinin yaklaşık %45'inin haritasını çıkaran Mariner 10'du. Daha yakın zamanlarda, NASA'nın MESSENGER uzay aracı 2011 ile 2015 yılları arasında Merkür'ün yörüngesinde dolaşarak tüm gezegenin ayrıntılı haritalarının yanı sıra jeolojik geçmişi, manyetik alanı ve ekzosferine dair yeni bilgiler sağladı. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı (JAXA), Ekim 2018'de Merkür'e ortak bir görev olan BepiColombo'yu başlattı. BepiColombo, beklenen varışla birlikte gezegenin manyetik alanını, jeolojisini ve yüzey kompozisyonunu daha yakından incelemeyi hedefliyor 2025 yılında.
Neden Merkür'ü Çalışmalıyız?
Merkür'ü incelemek, güneş sisteminin oluşumu ve evrimi hakkında değerli bilgiler sağlar. Bilim adamlarının erken güneş sisteminin koşullarını ve karasal gezegenlerin zaman içinde nasıl oluştuğunu ve geliştiğini anlamalarına yardımcı olur. Ek olarak, Merkür'ün manyetik alanını ve ekzosferini keşfetmek, genel olarak gezegen atmosferleri ve manyetik alanlar hakkındaki anlayışımıza katkıda bulunur; bu da diğer güneş sistemlerindeki ötegezegenlerin incelenmesine yönelik çıkarımlara sahiptir.

Download Primer to continue